2024-11-12

Siyasi İşler Başkanı Ve Parti Sözcüsü Suat Kılıç, MYK Toplantısı Sonrasında Basın Açıklamasında Bulundu

PDF İndir

Değerli basın mensupları hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Merkez Yürütme Kurulu toplantımızı Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan Başkanlığında İstanbul İl Başkanlığımızla gerçekleştiriyoruz.

Göz bebeğimiz İstanbul’a önümüzdeki dönemde de her zaman olduğundan daha fazla zaman ayırmayı ve İstanbul’u köşe bucak dolaşmayı kararlaştırmış bulunuyoruz. Yarın inşaallah İstanbul’un 39 ilçesinde Anadolu Buluşmaları kapsamında halkımızla buluşacağız ve kucaklaşacağız. Dediğim gibi olası bir erken genel seçim ihtimaline yönelik olarak biz İstanbul’daki çalışmalarımızı zaten başlatmıştık. Ama bu sefer organize bir başlangıcı Sayın Genel Başkanımızın liderliğinde yarın itibariyle başlatmış olacağız.

Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak gücü kalmamıştır. Tekrar altını çiziyorum, Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak gücü kalmamıştır. Bu sistem Başkanlık Sistemi değildir. Yarı Başkanlık Sistemi de değildir. Türk Tipi Başkanlık da değildir. Dünya’da bir başka örneği olmayan tipsiz bir sistemdir ve sadece sorun üretmektedir.

Sorunların sebebi olan bu sistem Türkiye’yi ekonomide ve siyasette hipertansiyona mahkûm etmiştir. Ekonomik kriz ve yüksek enflasyon dahil bütün sorunların kaynağı olan bu sistemin çözüm üretmesi de mümkün değildir. Türk tipi başkanlık sistemini değiştirmeden bu gidişatı değiştirmek imkan dahilinde görülmemektedir.

Yargıyı, yasamayı, ortak aklı dışlayan bu sistem, ekonominin yanında siyaseti de krize ve belirsizliğe sürüklemektedir. Sistemin sorunlarından biri; Cumhur İttifakı ortakları İmralı’ya özgürlük ile belediyelere kayyum atama arasında savrulmaktadır. Ortaklar nezaket cümleleriyle zevahiri kurtarsa da iplerin çok gergin olduğu görülmektedir. Sistemin de koalisyonun da sürdürülmesi artık mümkün değildir. Erken seçim kapıdadır. Çare kapıdaki erken seçime kapıyı açmaktadır.

2016 tarihli Kanun Hükmünde Kararname’ye dayandırılan kayyum atamaları aslında yasal dayanaktan yoksundur. Kanun Hükmünde Kararnameler, sistemimiz gereği kural değil istisnadır. Olağanüstü dönemlere özgüdür. Türkiye, Kanun Hükmünde Kararnameleri ortadan kaldırmalı, olağanüstü dönem, olağanüstü rejim görünümünden kurtulmalıdır.

Kanun Hükmünde Kararnamelere dayalı kayyum atamaları bağlamında, çok yaman bir çelişki ile karşı karşıyayız. Terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla görevden aldıkları Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan “Sayın Ahmet Türk” diye söz ediyorlar. Mademki “sayın”, hakkını koruyun. “Sayın” ise niye görevden alıp yerine kayyum atıyorsunuz? Bir insan hem terör örgütü üyesi hem de “sayın” olabilir mi? Tam bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız.

Maalesef bu çetin gündem, hayat pahalılığının, geçim darlığının üzerine bir şal gibi örtülmüştür. İktidarın en büyük maharetinin gündem değiştirmek olduğu aşikârdır. Herkes unutsa da “Biz hatırlatıyoruz”. Türkiye’nin öncelikli gündemi; “Açlıktır, Yoksulluktur”.

Aylardır “asgari ücret açlık sınırının altındadır”. Asgari ücret yeni yılda 35 bin TL olmalıdır. En düşük emekli aylığı da asgari ücrete göre ayarlanmalıdır. Açlık sınırının altında çalışan ya da emekli bir tek vatandaşımız bırakılmamalıdır. Vatandaşın mutfağında yangın vardır. Gerçek gündemimiz ise siyasi çalkantıların gölgesinde kalmaktadır. Tekrar altını çizi- yorum. Mutfakta yangın vardır. Türkiye’nin gerçek gündemi açlıktır, yoksulluktur.

Ama İmralı tartışması, kayyum atamaları, anayasa tartışmaları derken Türkiye’ye gerçek gündemi unutturulmakta, Açlık ve yoksulluk deyim yerinde ise bastırılmaktadır. Bu konuya herkesin ve bütün kamuoyunun dikkatini bir kere daha çekiyorum.

“MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Cumhurbaşkanı’nın 3. kez aday olması gerektiğini ve bu dönemin Erdoğan’la tamamlanması gerektiğini söyledi. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir? sorusuna cevaben;

Sayın Erdoğan’ın üç buçuk yıllık daha görev süresi varken bu sürenin tartışmaya açılması ve adeta seçim yoluyla Erdoğan’ın görev süresinin daraltılarak seçimin öne alınması yönünde- ki çağrıları doğrusu bize ilgiyle karşıladık.

Buradan anlaşılıyor ki İmralı’ya özgürlük ya da Abdullah Öcalan’ın DEM Parti grubundan terör örgütüne silah bırakın çağrısı yapması ile ilgili gündemin arka planında aslında Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir kez daha seçilmesine yönelik anayasa değişikliği arayışı var. Yani barıştı, özgürlüktü, terörün bitmesiydi bir yana, esas gündemin Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir kere daha seçilmesine endeksli bir gündem olduğunu görüyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi erken seçim kararı almadığı takdirde son dönem Cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, erken seçim kararı alırsa seçime girme hakkını kullanabilecektir. Genel yorum bu yöndedir. Bizim temennimiz Türkiye’nin artık bu geçim darlığı ve ekonomik krizi kaldıramadığını gördüğümüzden dolayı acilen erken seçim kararı alınması yönündedir. Erken seçime gidilecek olursa da hiç kimsenin yasağı olmaksızın, hiç kimse kısıtlanmaksızın herkes demokratik hakkını kullanabilmelidir.

“ABD seçimleri sonuçlandı ve Trump başkan olarak seçildi. Bu gelişme hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir?” sorusuna cevaben;

ABD seçimlerine gelince, “geçmişte ha Biden, ha Trump” demiştik. Bugün de “ha Trump, ha Kamala Harris” diyoruz. Bizim için değişen bir şey yok. Küresel güçler Amerika Birleşik Devletleri’ni dümen suyuna katmış götürüyor. Amerika Birleşik Devletleri, bugün İsrail yanlısı politikalarıyla tam manasıyla Siyonizm’in emrinde bir devlet görüntüsü vermektedir. Önceki başkan bu konudaki duruşunu teyit ettiği gibi yeni seçilecek başkanın da başka bir çizgi takip etmesi mümkün görünmemektedir. Burada bize düşen Türkiye Cumhuriyeti olarak güçlü olmaktır, İslam İşbirliği Teşkilatı olarak güçlü olmaktır, kendi ayaklarımızın üzerinde durmaktır, doğrularımızı hararetle savunmaktır.

Bize Amerika’dan, İngiltere’den, Kanada’dan fayda yok. Kendi göbeğini kesecek olan bizatihi biziz, kendimiziz, biz bize yetecek hale gelebilirsek, limanlardan ticareti durdurabilirsek, İncirlik’teki, Kürecik’teki üsleri kapatabilirsek, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi olarak petrol ve doğal gaz vanalarını kısabilirsek, Amerika Birleşik Devletleri’nde başkan kim olursa olsun, politikalarını bize göre ayarlamak zorunda kalacaktır. Ama biz bize düşeni yerine getirmez- sek, başkan kim olursa olsun, politikalarını tabi ki İsrail’e ve Siyonizm’e göre ayarlayacaktır, bunda kuşku yoktur.

Sizin de az önce bahsetmiş olduğunuz gibi belediyelere atanan kayyumlar ve bundan sonra da bugün Dr. Fatih Erbakan Bey’in de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir görüşmesi var. Olası bir erken seçim düşünüldüğünde veyahut da bu takvim başladığında Yeniden Refah Partisi’nin, Cumhuriyet Halk Partisi ekseniyle bir birleşmesi veyahut da birbirini desteklemesi söz konusu olur mu?” sorusuna cevaben;

Öncelikle şunu ifade edelim. Kayyum atamaları konusunda hükümetin ilgili bakanlıkları mutlaka anayasa ve hukuk zemininde hareket etmelerini kendilerine tavsiye ettik. Bugün de tavsiyemiz budur. Sayın İmamoğlu, bugün 17:30’da Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan Bey’le görüşecek. Orada da bizim duruşumuz “yine devletin kamu kurumlarının anayasa ve hukuk çizgisinde kalmaları gerektiği” yönündedir.

Herhangi bir belediye başkanı görevden alınırken biz partisine göre muamele yapılmaması, muamelenin tamamen hukuka göre yapılması ve tüm partiler için aynı hukukun geçerli olması gerektiğini savunuyoruz. Elbette ki bir belediye başkanı terör örgütüyle işçi dışlıysa ve hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı varsa görevden alınacaktır. Ama kesinleşmiş bir yargı kararı yoksa keyfi uygulamalarla belediye başkanlarının görevden alınması doğru değildir. Dediğimiz budur. Bundan sonra da bunu söylemeye devam edeceğiz.

Öte yandan daha önce söyledik, bir kere daha ifade edelim. Bir belediye başkanı görevden alınıyorsa, doğru olan yerine kayyum atamak değil belediye meclisinden yenisini meclis üyelerine seçtirtmektir. Doğru olan, yasal olan, anayasanın gereği olan budur. Nokta.

Diğer tarafa gelince ufukta henüz alınmış bir seçim kararı yok, bir milletvekili seçimi yok, bir cumhurbaşkanlığı seçimi yok. Dolayısıyla olmayan bir seçimin ittifakını konuşacak değiliz. Ama bugün itibariyle şu söylenebilir, “Ne Genel Başkanımızın gündeminde cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bir ittifak arayışı vardır, ne de bugünkü siyasal koşullarda herhangi bir partinin olası bir ittifak arayışına yönelik olarak bizimle görüşme yapması düşüncesi vardır”. Bunlar bugün için çok çok erken konulardır.

Şunu bilmenizi isterim ki Yeniden Refah Partisi’nin gelecek cumhurbaşkanlığı seçimindeki adayı Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’dır. Kendi genel başkanımız adayımızken bir başka partinin adayı etrafında ittifak arayışında bulunmamız söz konusu değildir.

 

 

 

Suat KILIÇ

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı

 Siyasi İşler Başkanı