2024-05-30
Siyasi İşler Başkanı Ve Parti Sözcüsü Suat Kılıç, Basın Mensuplarına Gündemi Değerlendirdi
Uluslararası Adalet Divanı’nın Refah Operasyonu durdurulsun kararına rağmen İsrail sivilleri bombalıyor. Canavarca hisle yapılan bu saldırılar soykırımdır. İşlenen cinayetler insanlık suçudur. Netanyahu adlı azılı katil soykırım suçlusudur. İsrail’in devlet terörüne gözcülük ve sözcülük yapanlar da soykırım suçlusudur. İsrail’in sivillere yönelik hava saldırıları sonrası, tanklarla kare harekatı başlattığı bilgileri gelmektedir. Siyonist rejimin hukuk tanımazlığını durdurmak sadece Türkiye’nin değil tüm Dünya’nın görevidir. İsrail’in bu hukuk tanımazlığı, uluslararası kuruluşları da anlamsızlaştırmaktadır. İsrail’in devlet terörü karşısında, bütün etkisizliği ve tepkisizliği nedeniyle Birleşmiş Milletler anlamını ve ağırlığını kaybetmiştir. Aynı nedenle İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi gibi birliktelikler anlamını kaybetmiştir. Bu şekilde Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi küresel vicdana tercüme olması gereken kurumlar da anlamını kaybedecektir. İspanya’nın Filistin’i devlet olarak tanıma kararını fevkalade önemli ve değerli buluyoruz. Son dakika bilgisi olarak ulaşan İrlanda ve Norveç’in Filistin’i devlet olarak tanıma kararını da aynı şekilde önemli ve değerli buluyoruz. İspanya, İrlanda ve Norveç Hükümetlerini, Siyonist İsrail’in bütün diplomatik baskılarına rağmen Filistin’i devlet olarak tanıma, özgür ve bağımsız Filistin’i uluslararası camia nezdinde kabul eden devletler olma onurundan dolayı bir kere daha kutluyor ve tebrik ediyoruz. Böylece başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletini tanıyan ülke sayısı 147’ye ulaşmıştır. İspanya’nın, 1967 sınırlarının korunmasına yönelik vurgusunu da ayrıca takdir ediyoruz. Tabii ki biz, 1947 önce topraklarında, Büyük ve Bağımsız Filistin’in tek ve birleşik bir devlet olarak bağımsızlığının bütün Dünya tarafından tanınması gerçeğini ve gereğini savunma- ya devam ediyoruz. İsrail’in devlet terörü on binlerce masum insanı Refah’ta sığınmış oldukları çadırlarda yak- maya, öldürmeye devam ettikçe Filistin’in özgürlük meşalesinin daha da yükseleceğine inanıyoruz. Akan kan ve gözyaşı, Bağımsız Filistin’in ve Özgür Kudüs’ün tam bağımsızlık yolunu aç- maktadır. Öyle ki; Siyonist Katil Netanyahu’nun kendi vatandaşları ve dindaşları tarafın- dan da lanetle anılacağı günler yaklaşmaktadır. Başıboş Sokak Hayvanları ile ilgili olarak tüm toplumsal kesimlerde oluşan duyarlılığı takdirle karşılıyoruz. Ülkemizde tam sayısını kimsenin bilemediği sokak hayvanlarıyla ilgili popülasyon tahmini, 4 milyon ile 10 milyon arasında değişmektedir. Bu sayının sokakta kalmasına göz yummak mümkün değildir. Sokaktaki başıboş hayvanlar nedeniyle Türkiye, kuduz riski taşıyan ülkeler arasında sürat- le yükselmektedir. Kuduz riski taşıyan ve saldırgan köpeklerle ilgili uyutma dahil yapılması gerekenler bellidir. Diğerleri ile ilgili de yapılması gereken ne ise devlet ve belediyeler marifetiyle yapılacaktır. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde kent merkezlerinde başıboş sokak köpeği çeteleri görmek mümkün değildir. Bu sorunun çözümüne beş yıl önce engel olanlar; beş yol sonra çözümü tamamen imkânsız bir sorunla karşı karşıya kalmamızı arzulayanlardır. Bu mesele partiler üstü bir meseledir. Başıboş sokak hayvanlarıyla ilgili bugün atılması gereken adımlar atılmazsa, beş yıl sonra istesek de adım atma imkanı kalmayacaktır. Nitekim, bulundukları koltuklarda beş yıldır sokak hayvanlarıyla ilgili parmağını bile oynatmadan oturanların pişmanlıkları bugün kameralara yansımaktadır. Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 20 bin lira sınırına dayanmıştır. Nedir açlık sınırı? 4 kişilik bir ailenin bir ay boyunca yeterli ve dengeli beslenmesi gereken bir aylık para tutarıdır. Bu arada asgari ücret 17 bin TL’dir. Açlık sınırı 20 bin TL’ye yaklaşırken, geçerli asgari ücret 17 bin TL, en düşük emekli aylığı 10 bin TL. Enflasyon nedeniyle, ücretlerin satın alma gücündeki hızlı gerilemesi herkesin malumudur. Hükümetten bir kere daha isteğimiz, en düşük emekli aylığının asgari ücret düzeyine çıkarılmasıdır. Emeklinin feryadının Ankara’dan duyulmasıdır. Kimsenin açlık sınırında bir yaşama mahkûm bırakılmamasıdır. Kademeli Emeklilik Mağdurları ile Staj ve Çıraklık Mağdurları maalesef unutulmaya terk edildi. Her iki meselede de adaletin tesisi yönünde adımların atılmasını bekliyoruz. 9.9.1999 öncesi ve sonrası arasında oluşan uçurumun adı adaletsizliktir. Bu adaletsizliğin behemahal çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. 1 gün sonra sigorta girişi nedeniyle, emeklilik için 17 yıl beklemek, bu arada pirim ödemek mecburiyetinde kalmak adalet değildir. Aynı işi yapan, aynı yaşta olan iki insanın biri 43 yaşında emekli oluyor, diğeri emekli ola- bilmek için 60 yaşına kadar çalışıyor, prim ödüyor, emekli maaşı alamıyor. Adaletsizliğin üç ayağı bir aradadır. Burada adalet yok, burada hukuk yok, burada vicdan yok. Bu kombine adaletsizliğin bir an önce, TBMM’ye verilmiş bulunan kanun teklifimizin yasalaştırılması yoluyla giderilmesi, TBMM’deki çoğunluk partilerimizden beklentimizdir. Süresiz Nafaka meselesi de kanayan bir yara olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Yeniden Refah Partisi olarak, Süresiz Nafaka mevzuatının değiştirilmesine yönelik kanun teklifimiz TBMM’dedir. Bir süre evlilik sonrası sürekli nafaka zorunluluğu, adil değildir. Kanuna uygun olabilir ama hukuka uygun değildir. Süresiz nafaka, mevcut kanuna uygun olabilir ancak hukuka uygun değildir, vicdana uygun değildir, adaletli değildir. Bu haksızlık, Yeniden Refah Partisi’nin TBMM’ye vermiş olduğu kanun teklifi yasalaştırılarak acilen çözülmelidir. Süresiz nafaka uygulamasının değiştirilmesi, korumaya ya da bakıma muhtaç kadınların statülerinde bir haksızlık ya da bir boşluk meydana getirmeyecektir. Bilakis en uzun süre ile 5 yıl ödenecek nafaka, sonrasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ihdas edeceği bir fon üzerinden devreye girecek ve ayrılan eşin yükümlülüğü 5 yılla sınırlandırılmış olacaktır. Bu arada kadının bakımı da 5. Yıldan sonra devlet tarafından üstlenilecektir. Suat KILIÇ Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Siyasi İşler Başkanı